30 Ocak 2018 Salı

YARGITAY ONAMASINDAN GEÇEN DOSYALARDA TAVZİH KARARLARINA KARŞI YASA YOLU

T.C. 
YARGITAY 
20. Hukuk Dairesi 

ESAS NO : 2017/9123 
KARAR NO: 2017/10648 

İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 
TARİHİ : 04/10/2016 (Ek karar tarihi) 
NUMARASI : 2012/341-2013/472 
DAVACI : C. 
DAVALILAR : Hazine - Orman Yönetimi - Arpacık K.TK 



      Taraflar arasındaki tavzih talebinin reddi yolunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: 

 K A R A R 

     Davacı gerçek kişi, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği Arpacık köyü, Köy İçi mevkiinde bulunan yaklaşık olarak 1250,00 m² yüzölçümünde olan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve bilirkişi heyetinin 15.12.2008 tarihli raporlarına ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 1332,24 m² bölümün Arpacık köyü son parsel sayısı ile davacı gerçek kişi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından esasa yönelik olarak, davacı gerçek kişi vekili tarafından ise katılma yoluyla vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmesi üzerinde Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28/06/2012 gün ve 2012/1595 E. - 9740 K. sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişi Adem Uçar tarafından düzenlenen 26/07/2013 tarihli raporda (B) harfiyle işaretli 1332,26 m²'lik bölümün davacı adına tesciline dair 10/12/2013 gün ve 2012/341 E. - 2013/472 K. sayılı kararın davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece 12/05/2016 gün ve 2016/3784 E. - 2016/5468 K. sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiştir. 
      Davacı vekili 27/09/2016 tarihli tavzih talepli dilekçesi ile, daha önce kesinleşen kararın infazı için idareye başvurduklarında dava konusu taşınmaza komşu parsellerin 3402 sayılı Kanunun 22/A uygulamasına tâbi olması nedeniyle çaplarında ve yüzölçümlerinde değişiklik olması nedeniyle hükmün infaz edilemediği, ortaya çıkan yeni kadastral durum nedeniyle dosyanın bilirkişiye gönderilerek yeni duruma göre alınacak bilirkişi raporu sonrasında hükmün tavzihini talep etmiştir. 
      Mahkemece, talebe uygun tavzih kararı verilmesi halinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 305. maddesine aykırı olarak hükmün değişmiş olacağından bahisle tavzih isteminin reddine karar verilmiş, davacı vekili süresinde yapmış olduğu istinaf başvurusu ile ek kararın kaldırılarak tavzih taleplerinin kabulü ile hükümdeki tereddütün giderilmesini talep etmiş, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 02/02/2017 gün ve 2017/20 E. -18 K. sayılı kararı ile “daha önce temyiz kanun yoluna başvurulan dosyalarda istinaf kanun yoluna başvurulması mümkün değildir. Temyizde onama nedeniyle kesinleşen kararlara ilişkin olmak üzere yapılan tavzih talepleri sonucunda verilen kararlara karşı başvurulacak kanun yolu yine temyiz yoludur. Bu nedenlerle, dava dosyasının temyiz kanun yolu yönünden işlem yapılması için Yargıtayın ilgili dairesine gönderilmek üzere yerel mahkemesine geri çevrilmesine” karar verilmiş, dosya temyiz incelemesi için dairemize gönderilmiştir. 
      Dava dilekçesindeki açıklamaya ve dosya kapsamına göre dava, kesinleşen mahkeme kararının tavzih yoluyla düzeltilmesine ilişkindir. 
       İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, mahkemece; 6100 sayılı HMK’nın 305. maddesinde; “hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasının veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez” hükmü gereğince davacı yanın tavzih talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile 04/10/2016 tarihli ek kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 18/12/2017 günü oy birliği ile karar verildi.